Öğrenmenin yaşı yoktur sözünü duymayanınız yoktur. Bu sözün dillere bu kadar pelesenk olmasının sebebi, kuşkusuz doğru olmasıdır. İnsan sürekli gelişen, değişen, içinde bulunduğu şartlara uyum sağlayan tek varlıktır. İşte bu sebeple insanoğlunun hayatının her evresinde bir şeyler öğrenmesi şaşırtıcı değildir.
Öğrenme, bilimsel anlamda deneyim, eğitim ve öğretim sonucu kişinin davranışlarında meydana gelen kalıcı davranış değişikliği olarak tanımlanır. Bu tanımdan hareketle, öğrenmenin kişiden kişiye değiştiğini söylemek mümkündür. Bireysel farklılıklar, sosyokültürel ve ekonomik farklılıklarla birlikte öğrenmenin her bireyde değişik boyutlarda gerçekleşeceğinin habercisidir.
Her ne kadar atalarımız “ağaç yaşken eğilir” demiş olsalar da öğrenmenin yaşı yoktur. Her birey için her yaşta öğrenilecek yeni bir bilinmeyen bulabilir. Zaman zaman etrafımızda bizden yaşça büyük olanların bir anda resim yapmaya, yabancı dil öğrenmeye, piyano çalmaya başlamasına tanık olmuşuzdur. Bu kişiler kendi kişisel potansiyellerinin farkına vararak, amatör ruhla da olsa yeni kapılara yönelmiş kişilerdir. Kuşkusuz bu tarz hobisel etkinliklere erken yaşlarda başlamak, kişiye çok daha profesyonel bir ufuk açacaktır. Ancak dediğimiz gibi bireyin belli bir düzeye kadar öğrenmesinin önünde bir engel yoktur. Burada kilit nokta, kişinin, önyargılarından arınarak öğrenme sürecine başlamasıdır. Kişisel deneyimlerin de öğrenmede etkili olduğunu düşünürsek bu sürecin işleyişinin aslında tamamen bireyin kendisiyle ilgili olduğunu daha iyi anlarız.
Öğrenmenin yaşı yoktur sözünün en güzel örneği “dünyanın en yaşlı öğrencisi” ünvanıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na da girmiş olan 91 yaşındaki Avusturyalı Allan Stewart’tır. Diş hekimliği ve hukuk diplomalarını alarak 2006 yılında mezun olan Stewart, sonrasında yüksek lisansını da tamamlayarak dünyanın en yaşlı yüksek lisans mezunu olarak adını yazdırmıştır. Öğrenmenin yaşının olmadığına vurgu yaparak “Aklını geliştirmek, yeni arkadaşlar edinmek ve zahmete değer bir şey başarmak adına kendine meydan okumak için hiçbir zaman geç değildir.” demiştir.
Bu örnekten de anlaşılacağı gibi öğrenmenin yaşı yoktur. Başarmak için istemenin ön koşul olduğu düşünülürse, hiçbir şey imkansız değildir. Dış etmenlere kulak asmaksızın ilerlenebilecek bu yolda tek engel kişinin kendi kendine koyduğu engeldir. Bu engeli aştıktan sonra dilediğiniz her kapıyı açmanız mümkündür.
